Faydalı Bağlantılar

İzleyiciler

12 Mayıs 2024 Pazar

Göstergebilim ve Sinema

Göstergebilim ve Sinema 
GÖSTERGEBİLİMSEL AÇIDAN FİLM ÇÖZÜMLEMESİ: EŞKIYA FİLMİ ÖRNEĞİ

Göstergebilim bir inceleme yöntemidir ve belirli yöntemleri bulunmaktadır. Bu yöntemlerin en başında ise nesnellik gelir. Öyle ki, toplum ve insan bilimlerine nesnel olma durumunu göstergebilimin getirdiği ifade edilmektedir. Göstergebilim, bütün toplum ve insan bilimlerine olmasa bile kendi kendine nesnel olma koşulunu getirmiştir (Akerson, 2005, s.15). Barthes, kullandığımız dilin içinde olduğumuz çevre yani doğa olduğunu aynı zamanda da kullanıcısına sınır çizdiğini söyler (Barthes, 1999, s.17-18). Dilin sınırlı olması durumu yazı ve ses dışında görsel öğelerin de etkili bir biçimde kullanılması gerekliliğini ortaya çıkarmıştır. Bu durum göstergelerin kullanımına da sebep olmaktadır. Sinemada anlam üretimi ve iletimini oluşturan göstergeler Roland Barthes’in da ifade ettiği üzere düz anlam ve yan anlam olarak ikiye ayrılmaktadır. 
Düz anlam kavramı, filmi izlerken karşımıza çıkan sahnelerin bütününden doğrudan ne algıladığımızı ifade etmektedir. Yan anlam ise filmin senaryo ve öykü sürecinde düz anlam olarak karşımıza çıkan görüntülerin ardında bir anlam arama çabası olarak özetlenebilir. Anlam üretme açısından sinemanın diğer sanat dallarına göre daha kolay bir dili olduğu düşünülmektedir. Christian Metz’e göre sinema kolay bir sanat dalıdır ve daimî olarak bu kolaylığın kurbanı olma tehlikesi ile iç içedir (Monaco, 2013, s.157). Bu sebepten dolayı sinemayı ve sinemada üretilen anlamı açıklamak zordur. Zira onu düz olarak anlamak daha kolaydır. Gösterge ise en genel tanımı ile kendi dışında başka bir şeyi ifade eden ve bu sebepten dolayı temsil ettiği olgunun yerine konabilecek bir form, biçim, nesne vb. olarak tanımlanmaktadır. Dilbilimciler sesi, görüntüyü kısacası bütünü gösteren kavramı da gösterilen olarak adlandırmaktadırlar (Rıfat, 2014, s.11). Ferdiand de Saussure, göstergenin bir nesne ile birleşmediğini yalnızca bir gösteren ile gösterileni birleştirdiğini söyler. Gösteren ve gösterilen arasındaki bağlam doğal değil rastlantısaldır (Büker, 2010, s.33). Sinemada anlam üretme süreci dizimsel yaklaşım ve dizisel yaklaşım olmak üzere temelde iki kaynaktan ortaya çıkar. Dizimsel yaklaşım Vladimir Propp’un biçimbilimini kaynak alır ve anlatıdaki gerçekleşen olayların sekans bağlamındaki gelişimleri üzerinde durur. Dizisel yaklaşımda ise Claude Levi-Strauss’un yapısalcı yaklaşımlarını referans alınır ve ilgili anlatı içinde yer alan ikili karşıtlıklar ile öykünün anlatımı incelenir (Parsa, 2008, s.71). Roland Barthes göstergebilimi dört ana başlıkta değerlendirir. Bunlar; kullanılan dil ile söz, gösterilen ile gösteren, dizge ile dizim, düz anlam ile yan anlam şeklindedir. Bahsi geçen tüm kavramlar ikili zıtlıklar içermektedir ve Barthes’a göre gösterge, gösteren ile gösterilenden ibarettir (Barthes, 1994, s.77). Göstergebilim, bütünü oluşturan öğelerin aralarında bir bağıntı olduğu ve sistemli bir dayanışma ile tasarımın ortaya çıktığı fikrini savunur. Bu sebeple tasarım ürünü içerisinde var olan semboller, kültürel kodlar, kullanılan renkler hatta yazılar dahi göstergebilimsel analizin konusu olabilmektedir. Göstergebilimsel inceleme, bir tasarım ürününün içeriğinde bulunan anlatı kodlarının tümünün belirli bir çerçevede analiz edilmesi ile yapılır. Tasarım içinde anlatı öğeleri doğrudan mesaj olarak verilebileceği gibi gizlenerek de sunulabilir. Bu sebepledir ki analiz edilmeye ve anlamlandırılmaya çalışılan göstergeler birbirinden farklı özelliklere sahip olabilirler. Sinema filmlerinde kullanılan kültürel kodlar ve semboller dışında aktörlerin mimikleri, karakterler arasındaki diyalogların ifade ediliş biçimi hatta cümleleri vurgulama biçimleri dahi göstergebilimsel analizin konusu olabilmektedir. Bunlara ek olarak bir sinema filminde bulunan metaforlar ve imgeler analiz edilerek filmin anlatı yapısı içinde verilen derin mesajları ve alt metinleri çözümlemek de mümkündür.
 Göstergebilimsel çözümleme yöntemleri sinema filmlerini çözümlemek için kullanılabildiği gibi bir sinema filmini eleştirmek için de kullanılabilir. Göstergeler günlük hayatı kolaylaştırmak amacı ile de kullanılırlar. Trafik levhaları, motorlu araçlarda bulunan akaryakıt göstergeleri gibi somut örnekler de göstergelere örnek olarak verilebilir. Bir otomobil sürücüsü akaryakıt göstergesine bakarak deposunda ne kadar yakıt kaldığına dair  fikir yürütebilir. Fikri yürütebilmesi için ön koşul göstergeyi okuyabilmesinden geçer. Gösterge üzerinde yer alan çizgilerin ne işe yaradığına dair ön bilgisi olmayan bir kişi için bu gösterge anlam taşımayacaktır (Akerson, 2005, s.21). Bu bağlamda göstergebilim hem göstergenin kendisine hem de göstergelerin içeriğinde bulunan kodlara dolayısı ile de kod içindeki kültüre odaklanır (Yengin, 2017, s.83). Kültürel kod içeren her türlü gösterge alt metni bilinmediği sürece anlamlandırılamaz ve anlaşılamaz. Filmin analizinde Saussure’ün yapısalcılık anlayışından yararlanılacaktır. Bu sebeple filmde var olan ikili zıtlıklar detaylandırılacaktır. Saussure’ün yapısalcılık anlayışı her işaret veya kelimeyi birbirinden ayırt etmek için ikili zıtlıkların kullanıldığı üzerinedir. Varlık ve yokluk, içerik ve biçim gibi ikili kavramlar bu yaklaşımda önemli bir yere sahiptir. Örnek olarak kara kelimesi ak kelimesinden farklıdır ancak kara kelimesinin anlaşılması için ak kelimesinin anlamı önem arz eder. Yapısal dilbilimin kurucusu olan Saussure’e göre dilde her unsur ayrım ve eş zamanlı olarak da uygunluklar ile ilişkilidir. Uygunluk ve ayrım kavramı sinema anlatısının iç yapısını özetler. Bu sebeple anlamlar da iki ayrı şekilde sunulabilir. Sinema perdesinde görünen her öğe bir göstergedir dolayısı ile de anlam barındırır. Bu anlamları daha da belirgin hale getirebilmek için de çeşitli karşıtlıklar kullanılır. Bu şekli ile ikili zıtlıklar işaretlerin ve anlamların oluşumunu belirler (Karaca, 2021, s.1428-1420). Çalışmada Saussure’ün anlayışına ek olarak Barthes’ın göstergebilimsel analiz tekniğinden de faydalanılmıştır. Barthes’a göre bir işaret gösterilen ve gösterenden oluşur. Bu yaklaşıma göre görünen düz anlam ve görünmeyen yan anlam olmak üzere iki ayrı anlamlandırma karşımıza çıkar. Düz anlam görünen, somut anlamı ifade ederken yan anlam ise işaretlerin altında bulunan toplumsal ideoloji ve kültür ile şekillenmiş doğrudan görünmeyen anlamdır (Guiraud, 2016, s. 45-46). Suassure ve Barthes’a ait gösterge modelleri Görsel 1’de görülmektedir. Görsel 1: Saussure’un ve Barthes’ın Gösterge Modelleri (Açıcı ve Bal, 2020 s. 299). Özetle, insanlar gündelik hayatlarında kültürel kodlar, semboller ve çeşitli imgeler ile dolu bir çevrede yaşamaktadırlar. İletişimi daha etkin bir biçimde yapabilmek amacı ile üretilen göstergeler herhangi bir fikri, düşünceyi veya içinde bulunulan durumu etkili biçimde iletebilmek için kullanılırlar. Eşkıya Filminin Göstergebilimsel Olarak Çözümlenmesi Filmin Konusu Baran köyde yaşayan bir gençtir ve aynı köyde yaşayan Keje isimli bir kıza aşıktır. Köyün ağası bir gün Baran’ın babasını mayınlı araziye gönderir ve mayın patlaması sonucu babası ölür. Baran bu durum üzerine köyün ağasına isyan edip ağanın adamları ile çatışır ve bazılarını öldürür. Bu olayların yaşanmasından sonra dağlara çıkarak bir eşkıya grubuna katılır. 1960 yılında Baran’ın da içinde bulunduğu bir grup eşkıya askerler tarafından Cudi Dağı’nda yakalanır. Yakalanan eşkıyalar ülkenin çeşitli hapishanelerine gönderilirler. Baran çeşitli suçlardan dolayı ceza alır. Cezaevinde ağa tarafından Baran’ı öldürmesi için gönderilen başka tetikçileri de öldürdüğü için toplam 35 sene cezaevinde yatar. Yakalanan tüm eşkıyalar yıllar içinde çeşitli hastalıklardan veya hapishanede olan hesaplaşmalardan dolayı ölürler. Eşkıya grubu içinde hayatta kalabilen tek kişi Baran’dır. Cezasını bitirdikten sonra ilk olarak köyüne döner ancak doğup büyüdüğü köye baraj yapıldığı için doğduğu topraklar sular altında kalmıştır. Kendisini kimin jandarmaya ihbar ettiğini öğrenmek üzere yıllar sonra geçmişin izlerini sürmeye başlayan Baran, yıllardır bilmediği bir gerçekle yüzleşir. Hapse girmesine sebep olan kişinin Berfo isminde en yakın çocukluk arkadaşı olduğunu öğrenir. Berfo, Baran’ı askerlere ihbar etmiş ve Baran’ın altınlarını çalarak sevdiği kız olan Keje’yi beraberinde İstanbul’a götürmüştür. Bu durumu öğrenen Baran hayatında hiç görmediği bir şehir olan İstanbul’a gitmeye ve Keje ile Berfo’yu bulmaya karar verir ancak İstanbul’da oldukları bilgisi dışında başka bir bilgiye de sahip değildir. Tren ile İstanbul’a giderken yolculuk esnasında Cumali isminde bir genç ile tanışır. Cumali, İstanbul’un arka sokaklarında uyuşturucu, kumar, gasp ve benzeri suç olaylarının içinde yaşayan ve çocukluğu problemli geçmiş biridir. Tren yolculuğu sona erdiğinde narkotik polisi trene baskın yapar. Cumali’nin elindeki çantada uyuşturucu madde bulunmaktadır ve Cumali panik halinde elindeki çantayı Baran’a verir. Baran’a ezberlemesi için hızlıca Beyoğlu’nda bulunan bir adresi verir ve mutlaka çantayı oraya getirmesi gerektiğini söyler. Baran’ın çantayı Beyoğlu’nda bulunan adrese düzgün bir biçimde getirmesiyle Baran ve Cumali arasındaki tanışıklık yerini dostluğa bırakır. Özetle, toplumda yer alan farklı sınıflardan iki erkeğin bir sebeple bir araya gelmesi filmin esas hikayesini oluşturur. Köylü-şehirli, doğu-batı, genç-yaşlı, 1960’lar ve 1990’lar gibi farklı zaman ve değer yargılarını taşıyan iki karakter filmin anlatı yapısı ile baba ve oğul ilişkisi kurmayı başarırlar. 

Filmin Künyesi 

Yapımcı: Mine Vargı 
Yapım Yılı: 1996 
Filmin Süresi: 128 Dakika 
Yönetmen: Yavuz Turgul S
enaryo: Yavuz Turgul 
Görüntü Yönetmeni: Uğur İçbak 
Müzik: Erkan Oğur 
Dağıtıcı: Warner Bros. 
Stüdyo: Filma–Cass. 
Çıkış Tarihi: 29 Kasım 1996 
Toplam İzleyici: 2.572.287 kişi 
Oyuncular: Şener Şen, Uğur Yücel, Kamran Usluer, Yeşim Salkım, Özkan Uğur, Şermin Hürmeriç, Melih Çardak (IMDB, 2023). 

Türkiye genelinde 1989 yılından günümüze gişe istatistikleri tutulmaktadır. 1996-2001 yılları arasında gişe hasılatı en yüksek olan film eşkıya filmidir. Film 70. Akademi Ödülleri’ne aday adayı olarak seçilmiş ancak ilk beş film arasına giremediği için Akademi Ödülleri özelinde başarı elde etmemiştir. Eser, IMDB (Internet Movie Database) verilerine göre en iyi 250 film arasında bulunan ilk ve tek Türk filmi olmuştur. Film, 128. sıraya kadar yükseldikten sonra düşüş yaşmış liste dışı kalmıştır (Hürriyet, 2011). Filmin konusu Tarlabaşı semtinde geçmesine rağmen sahneler ağırlıklı olarak Balat ve Ayvansaray mahallelerinde çekilmiştir. Eserin müzikleri Erkan Oğur tarafından bestelenmiştir. Kayhan Yıldızoğlu ve Necdet Mahfi Ayral gibi önemli tiyatro sanatçıları da filmin oyuncuları arasında yer almaktadır.

Film İncelemesi nasıl yazılır?

https://egitimdersodev.blogspot.com/2013/11/film-incelemesi-nasl-yazlr.html
Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez / Çizim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ders,plan,proje,performans,ödev