Bu bölümde Roma İmparatorluğunun farklı iki döneminden, birbiriyle çelişkili gibi görünen ancak birbirine tamamlayan iki düşünürü ele alıyoruz. Hristiyan düşüncesinin en önde gelenlerinden Aziz Augustine ve Hristiyanlık öncesi büyük politikacı ve hatip Cicero...
tıklayın ÜÇÜNCÜ BÖLÜMÜ DİNLEYİN
Alternatif formatta oynat
Marcus Tullius Cicero önceleri acımasız bir politikacıydı, Roma Cumhuriyeti'nin en tepedeki iki yetkilisinden biri olmuştu.
Görev başında olmadığı dönemde ise yaşamakta olan çalkantılı dünyadan yola çıkan bir politika teorisi geliştirdi.
O, devletin özel mülkiyetin bekçisi olduğu düşüncesinin öncüsüydü, ancak insanların bu dağılımda adalete yönelik bir içgüdüye de doğal olarak sahip olduklarını düşünüyordu.
Uzmanlara göre eserleri ile nesnel, hukuk devleti kavramını ortaya atmıştır...
Hristiyan düşüncesinin en büyük isimlerinden biri olan Aziz Augustine MS 354'te günümüz Cezayir'indeki
Hippo'da doğdu; annesi Hristiyan, babası pagandı. Gençliğinde Kartaca'da eğitim gördü, Cicero'yu okudu ve büyülendi. Daha sonra Roma'ya gitti ve hitabet dersleri vermeye başladı...
Augustine'in hristiyan olması ve kiliseye yönelmesi Batı için bir dönüm noktasıdır. Ona göre insanoğlu "düşmüş"tü; devlet iyi yasalarla buna çare bulamazdı.
İnsanı içinde bulunduğu halden kurtarabilecek tek şey, tanrının inayetiydi. Politika insanlığın hayrına giden bir yol değil, tarih içinde sükunet ve istikrarın sağlanmasına yönelik bir araçtı.
Augustin'in devlet ve kilise arasındaki ilişkiye yönelik görüşleri günümüze dek süren bir etkiye sahip oldu..
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ders,plan,proje,performans,ödev