EDEBİYAT; güzel sanatların bir koludur. Geniş anlamı ile yazılı her çeşit eser; dar anlamı ile yalnız sanat amaciyle yazılmış eserler edebiyat çevresine girer, insanda Estetik duyguyu heyecana getirecek değerde şiir, roman, hikâye, tiyatro, hitabet gibi nazım ve nesir halindeki sanat eserlerinin tümüne; bu sanat eserlerini inceleyen bilime; bu bilimi konu olarak ele alan kitaba edebiyat denir. |
Etkinlik Örnekleri,yıllık,günlük,ders,plan,proje,performans,ödev,ödevleri,değerlendirme,form,egzersiz,sınıf,eğitim ve öğretime dair herşey
Sayfalar
13 Mart 2011 Pazar
Güzel Sanatlar ve Edebiyat
ders,proje, tez, ödev, ücretsiz, ödev indir
edebiyat,
güzel,
sanatlar,
Türkçe - Edebiyat
Atabet-ül Hakayık Anlamı
12. yüzyılda Yüknekli Edip Ahmet tarafından yazılan Atabetü'l-Hakayık, Hakaniye Türkçesiyle yazılan bir başka eserdir. Anlamı "gerçeklerin eşiği"dir.
*
Bu eser de aruz vezniyle Kutadgu Bilig'de kullanılan aruz kalıbıyla yazılmıştır.
*
Eserin münacat ve methiye gibi konulan kapsayan ilk beş bölümü kaside biçimindedir; geriye kalan bölümler dörtlüklerle yazılmıştır. Bu eser, Kutadgu Bilig'e göre oldukça küçük çaptadır.
*
"Edipler edibi" olarak bilinen yazarın eseri didaktik nitelikler taşır.
*
Eserde işlenen başlıca konular; bilginin önemi, iyilik, erdem, cömertlik ve alçakgönüllülüktür.
*
Didaktik bir eser olan Atabetü'l-Hakayık'ta yabancı sözcüklerin sayısı Kutadgu Bilig'e göre fazladır.
Edip Ahmet Yükneki
*
Bu eser de aruz vezniyle Kutadgu Bilig'de kullanılan aruz kalıbıyla yazılmıştır.
*
Eserin münacat ve methiye gibi konulan kapsayan ilk beş bölümü kaside biçimindedir; geriye kalan bölümler dörtlüklerle yazılmıştır. Bu eser, Kutadgu Bilig'e göre oldukça küçük çaptadır.
*
"Edipler edibi" olarak bilinen yazarın eseri didaktik nitelikler taşır.
*
Eserde işlenen başlıca konular; bilginin önemi, iyilik, erdem, cömertlik ve alçakgönüllülüktür.
*
Didaktik bir eser olan Atabetü'l-Hakayık'ta yabancı sözcüklerin sayısı Kutadgu Bilig'e göre fazladır.
Edip Ahmet Yükneki
ders,proje, tez, ödev, ücretsiz, ödev indir
anlamı,
atabetül,
hakayık,
Türkçe - Edebiyat
Ölü Dil Nedir - Ölü Dil Hakkında
Ölü dil, daha önce konuşulmuş olup artık konuşulmayan ve konuşanı da kalmayan dildir; Trak, Sümer, Elam, Hatti, Hitit ve kısmen Ubıhça, yani Vıbıh (Убых) dilleri gibi.
Dilin Ölmesi Süreci
Bir dili, anadili olarak konuşan kitle ikinci bir dil öğrenir, ikinci dili anadilinden daha geçerli ya da önemli bir dil olarak görmeye başlarsa, zaman içinde birinci dil (anadili) gücünü ve işlevini yitirmeye ve konuşulmamaya başlanır, sonunda da konuşulmaz olur. Bu olgu bir süreç içinde dozu artarak gelişir ve toplumsal anlamda süreç hemen hemen aynı sıralarda, dilin artık konuşulur olmaktan çıkması biçiminde tamamlanır. Bazı bireysel direnmeler görülse bile, güçlü bir müdahale olmadığı sürece, bu tür bireysel çıkışlar süreci kesintiye uğratamaz. Anadilini konuşmayı bırakmış ve asimile olmaya başlamış olan ana kitlenin dışında ve ana kitleden ayrı yerlerde izole olmuş halde yaşayan, yani ana kitlenin terk ettiği dili, bu olgudan habersiz olarak izole yerlerde konuşmayı sürdüren gruplar varsa, bunlar ana kitle ile yakın ilişki içinde olmadıklarından anadilini konuşmayı bir süre daha sürdürebilirler.
Dilin Yaşaması ya da Korunması Sorunu
Dilin Ölmesi Süreci
Bir dili, anadili olarak konuşan kitle ikinci bir dil öğrenir, ikinci dili anadilinden daha geçerli ya da önemli bir dil olarak görmeye başlarsa, zaman içinde birinci dil (anadili) gücünü ve işlevini yitirmeye ve konuşulmamaya başlanır, sonunda da konuşulmaz olur. Bu olgu bir süreç içinde dozu artarak gelişir ve toplumsal anlamda süreç hemen hemen aynı sıralarda, dilin artık konuşulur olmaktan çıkması biçiminde tamamlanır. Bazı bireysel direnmeler görülse bile, güçlü bir müdahale olmadığı sürece, bu tür bireysel çıkışlar süreci kesintiye uğratamaz. Anadilini konuşmayı bırakmış ve asimile olmaya başlamış olan ana kitlenin dışında ve ana kitleden ayrı yerlerde izole olmuş halde yaşayan, yani ana kitlenin terk ettiği dili, bu olgudan habersiz olarak izole yerlerde konuşmayı sürdüren gruplar varsa, bunlar ana kitle ile yakın ilişki içinde olmadıklarından anadilini konuşmayı bir süre daha sürdürebilirler.
Dilin Yaşaması ya da Korunması Sorunu
ders,proje, tez, ödev, ücretsiz, ödev indir
dil,
hakkında,
nedir,
ölü,
Türkçe - Edebiyat
Modern Türk Şiirinin Gelişimi
Geçmişi çok eskilere dayanan ve her ulusun kültürü içinde önemli bir yer tutan şiir, pek çok dilin eski dönemlerine, ilk yazılı ürünlerine kadar uzanmakta, dilden dile aktarılan örnekleriyle, destanlarla sözlü olarak karşımıza çıkmaktadır.
Ünlü İngiliz eleştirmen ve şairi T.S. Eliot’a göre şiir, en ulusal sanat dalıdır; çünkü bir ulusu, başka uluslar gibi düşündürmek kolay olduğu halde, ona başka uluslar gibi hissetmeyi öğretmek mümkün değildir.
Çağlar boyunca, her ülkede edebiyat tarihçileri, şairler, düşünürler şiirin ne olduğunu açıklamaya, onu tanımlamaya çalışmışlardır. Bütün bu çalışmalar sonucunda, şiirin belirli bir tanımının yapılamayacağı anlaşılmıştır.
Ünlü İngiliz eleştirmen ve şairi T.S. Eliot’a göre şiir, en ulusal sanat dalıdır; çünkü bir ulusu, başka uluslar gibi düşündürmek kolay olduğu halde, ona başka uluslar gibi hissetmeyi öğretmek mümkün değildir.
Çağlar boyunca, her ülkede edebiyat tarihçileri, şairler, düşünürler şiirin ne olduğunu açıklamaya, onu tanımlamaya çalışmışlardır. Bütün bu çalışmalar sonucunda, şiirin belirli bir tanımının yapılamayacağı anlaşılmıştır.
ders,proje, tez, ödev, ücretsiz, ödev indir
gelişimi,
modern,
Şiirinin,
türk,
Türkçe - Edebiyat
Lirik şiir,Lirik şiir tanımı,Lirik şiir ne demek,Lirik şiir nedir,lirik şiirin özellikleri
Lirik şiir,Lirik şiir tanımı,Lirik şiir ne demek,Lirik şiir nedir,lirik şiirin özellikleri,
Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç,coşku veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir.
Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler lir denen bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır. Bizim edebiyatımızda halk âşıklarının (veya halk şairlerinin) söylediği şiirlerin çoğu liriktir.
Toplumun hemen her kesimini ilgilendiren sevinç,coşku veya acı gibi ortak duyguların veya aşk, ayrılık, özlem gibi bireysel duyguların coşkulu bir tarzda işlendiği şiirlere lirik şiir denir.
Eski Yunan edebiyatında bu tarz şiirler lir denen bir sazla söylendiği için böyle adlandırılmıştır. Bizim edebiyatımızda halk âşıklarının (veya halk şairlerinin) söylediği şiirlerin çoğu liriktir.
ders,proje, tez, ödev, ücretsiz, ödev indir
Lirik şiir,
Lirik şiir ne demek,
Lirik şiir nedir,
Lirik şiir tanımı,
lirik şiirin özellikleri,
Türkçe - Edebiyat
Aşık edebiyatı - Aşık edebiyatının öncüleri
Aşık edebiyatı
Aşık edebiyatının öncüleri
Aşık edebiyatı hakkında bilgi
Halk arasında aşık sözcüğüyle anılan ozanların oIuşturduğu dindışı edebiyattır. Aşıklar; Saz eşIiğinde koşma, semai, varsağı ve destan gibi nazım biçimlerini düzer ve söylerler. Halkı hem eğlendirirler,hem de yerine göre hikmetli ve öğütlü şiirleriyIe eğitirler. Başka ozanların şiirIerini (usta malı şiirleri) söyledikleri de olur. Genellikle dindışı konuları işledikler bu şiirlerde; Aşk,özlem, öIüm ve gurbet gibi temalar ön plandadır. Doğa ile ilgili temalar araç olarak kullanılır. Ancak âşıkların doğaya bakışları daha gerçekçi, canlı ve somuttur. Okuma yazma bilenler, şehirlerde yetişip tahsil görmüş olanlar arasında aruz vezni ile Divan Edebiyatı tarzında şiirler söyleyenler de görülmekle birlikte hece öIçüsünü, dörtlük birimini, koşma, semai, varsağı ve destan nazım biçimlerini kullanırlar.
Aşıklar (daha önce de belirtildiği üzere) genellikle dindışı konular işlenler. Bunun için Aşık Tarzı Halk Edebiyatına “Dindışı Halk Edebiyatı” diyenler de vardır. Ancak aşıkların pek çoğu dini-tasavvufi şiirler de söylemişlerdir. Hatta bazılarının tasavvufi yönü, oldukça ağır basar.
Halk Edebiyatı ürünlerinin yazıldığı ve bugünkü şiir antolojilerine benzer esenlere cönk adı verilir. Cönklerde ozanların hayatları hakkında bilgi de bulunabilir. Belli bir yönteme dayanmayan cönklere bazen büyüler, ilaç tarifleri,halk hikayeleri gibi şiirle ilgisi olmayan şeyler de katıImıştır.
Köroğlu:16. yüzyılda yaşamıştır. 24 bölümlük bir destanımsı halk hikâyesinin de kahramanıdır. Yiğitleme ve güzellemeleriyle anılır. Yiğitçe ve tok bir söyleyişi vardır. Aynı yüzyılda, II. Murat Dönemi’nde yaşamış ‘KöroğIu” mahlasını kullanan bir ordu ozanı bulunduğuna dair iddialar da vardır ve bu iki Köroğlu’nun hayatları hakkında anlatılanlar ile şiirleri birbirine karışmıştır. İkisinin aynı kişi olduğunu öne süren araştırmacılar da olmuştur.
Karacaoğlan(1606?-1679?): Doğum ve öIüm tarihleri kesin değildir. Hatta 16. yüzyılda yaşamış oIduğunu öne süren araştırmacılar da vardır. Aşık tarzının önde gelen isimlerindendir. Çukurova ve Toroslar Bölgesi’nde, Varsak Türkmenleri arasında yetiştiği söylenir. Anadolu’yu,Balkanları, Kafkasya’nın Bir BöIümü’nü ve Suriye’yi dolaştığı şiirlerinden anlaşılmaktadır. Dindışı aşkı, gurbet, güzellik ve ölüm gibi temaları işlediği koşma, semai, varsagı biçimli şiirleri halk arasında yayıImıştır (bunlar, günümüzde de çalınıp söylenmektedir). Sade, canlı, özlü bir Türkçesi; Coşkulu ve duygulu (lirik) bir üslubu vardır.
Kayıkçı Kul Mustafa(XVII. yy)eniz seferlerine de katılmış bir yeniçeri ozanıdır.Koşma ve semai biçimli bazı şiirleri ile “Bağdat Seferi” ile ilgili bir destanı günümüze kadar geImiştir.
Aşık Ömer(XVII. yy):Konya-Karaman Yöresi’nde doğmuş ve yetişmiş bir ordu ozanıdır.Birçok seferlere katılmış,sınır boylarında bulunmuş(İstanbul’da da uzun süre kalmış),1707’de(İstanbul’da) ölmüştür.Aşık tarzının en önemli ve usta ozanlarındandır.Gerçek ününü koşma,semai ve varsağı biçimli şiirIeri ile yapmıştır.Aruz ölçüsüyle kaside ve gazeller de denemiştir.DoğaI ve coşkun bir dili vardır ve kullandığı dildeki yabancı sözcük sayısı,Karacaoğlan’a göre daha fazladır.
Gevheri(XVII. yy)oğum ve ölüm tarihleri ve hayatı hakkında esaslı bir bilgi yoktur.Kırımlı oIduğu ve 1730’Iu yıllara kadar yaşadığı söylenmektedir.Bir ara Rumeli Sınır Boyları’nda bulunduğu,İstanbul’a gelerek bir paşanın divan kâtipliğini yaptığı da bilinir.Aşık Ömer gibi medrese tahsilinden geçtiği,Divan tarzında şiirler de yazdığı bilinmekle birlikte;Asıl ününü koşma,semai,varsağı ve türkü biçimli şiirleriyle yapmıştır.Halk şiir zevkine uygun,akıcı bir dili vardır.Yabancı sözcükleri ve tamlamaları oldukça az kullanır.
Ercişli Emrah:XVII. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı sanılan Emrah,Van Yöresi’nde yetişmiştir.Emrah ile Selvi Han Halk Hikâyesi’nin erkek kahramanıdır.Koşmaları ve semaileri ile tanınır.Sade ve lirik bir üsluba sahiptir.
Erzurumlu Emrah(XIX. yy):Erzurum’da doğmuştur,1860’ta Niksar’da ölmüştür.Divan şiirini ve tasavvufu da bilir ama asıl ününü âşık tarzı koşmalarıyla ve semaileri ile yapmıştır.Akıcı ve lirik bir üslubu vardır.
Dertli(1772-1845):Gerede’de doğmuştur,Ankara’da ölmüştür.XIX. yüzyılın güçlü halk ozanlarındandır.Divan,Tekke ve Halk edebiyatlarıyla ilgili genel bir kültüre sahiptir.Bir Divanı da vardır ama âşık tarzı şiirleri ile tanınır.Dilinde Divan dili etkisi sezilir.
Dadaloğlu(1785-1868?):Avşar Türkmenlerindendir.YiğitIeme ve güzellemeleri ile tanınır.Koşma,semai ve varsağı biçimlerinde şiirIeri vardır.KaracaoğIan ile Köroğlu Üslupları’nın birleşimi gibi duran bir anlatıma sahiptir.
Aşık edebiyatının öncüleri
Aşık edebiyatı hakkında bilgi
Halk arasında aşık sözcüğüyle anılan ozanların oIuşturduğu dindışı edebiyattır. Aşıklar; Saz eşIiğinde koşma, semai, varsağı ve destan gibi nazım biçimlerini düzer ve söylerler. Halkı hem eğlendirirler,hem de yerine göre hikmetli ve öğütlü şiirleriyIe eğitirler. Başka ozanların şiirIerini (usta malı şiirleri) söyledikleri de olur. Genellikle dindışı konuları işledikler bu şiirlerde; Aşk,özlem, öIüm ve gurbet gibi temalar ön plandadır. Doğa ile ilgili temalar araç olarak kullanılır. Ancak âşıkların doğaya bakışları daha gerçekçi, canlı ve somuttur. Okuma yazma bilenler, şehirlerde yetişip tahsil görmüş olanlar arasında aruz vezni ile Divan Edebiyatı tarzında şiirler söyleyenler de görülmekle birlikte hece öIçüsünü, dörtlük birimini, koşma, semai, varsağı ve destan nazım biçimlerini kullanırlar.
Aşıklar (daha önce de belirtildiği üzere) genellikle dindışı konular işlenler. Bunun için Aşık Tarzı Halk Edebiyatına “Dindışı Halk Edebiyatı” diyenler de vardır. Ancak aşıkların pek çoğu dini-tasavvufi şiirler de söylemişlerdir. Hatta bazılarının tasavvufi yönü, oldukça ağır basar.
Halk Edebiyatı ürünlerinin yazıldığı ve bugünkü şiir antolojilerine benzer esenlere cönk adı verilir. Cönklerde ozanların hayatları hakkında bilgi de bulunabilir. Belli bir yönteme dayanmayan cönklere bazen büyüler, ilaç tarifleri,halk hikayeleri gibi şiirle ilgisi olmayan şeyler de katıImıştır.
Köroğlu:16. yüzyılda yaşamıştır. 24 bölümlük bir destanımsı halk hikâyesinin de kahramanıdır. Yiğitleme ve güzellemeleriyle anılır. Yiğitçe ve tok bir söyleyişi vardır. Aynı yüzyılda, II. Murat Dönemi’nde yaşamış ‘KöroğIu” mahlasını kullanan bir ordu ozanı bulunduğuna dair iddialar da vardır ve bu iki Köroğlu’nun hayatları hakkında anlatılanlar ile şiirleri birbirine karışmıştır. İkisinin aynı kişi olduğunu öne süren araştırmacılar da olmuştur.
Karacaoğlan(1606?-1679?): Doğum ve öIüm tarihleri kesin değildir. Hatta 16. yüzyılda yaşamış oIduğunu öne süren araştırmacılar da vardır. Aşık tarzının önde gelen isimlerindendir. Çukurova ve Toroslar Bölgesi’nde, Varsak Türkmenleri arasında yetiştiği söylenir. Anadolu’yu,Balkanları, Kafkasya’nın Bir BöIümü’nü ve Suriye’yi dolaştığı şiirlerinden anlaşılmaktadır. Dindışı aşkı, gurbet, güzellik ve ölüm gibi temaları işlediği koşma, semai, varsagı biçimli şiirleri halk arasında yayıImıştır (bunlar, günümüzde de çalınıp söylenmektedir). Sade, canlı, özlü bir Türkçesi; Coşkulu ve duygulu (lirik) bir üslubu vardır.
Kayıkçı Kul Mustafa(XVII. yy)eniz seferlerine de katılmış bir yeniçeri ozanıdır.Koşma ve semai biçimli bazı şiirleri ile “Bağdat Seferi” ile ilgili bir destanı günümüze kadar geImiştir.
Aşık Ömer(XVII. yy):Konya-Karaman Yöresi’nde doğmuş ve yetişmiş bir ordu ozanıdır.Birçok seferlere katılmış,sınır boylarında bulunmuş(İstanbul’da da uzun süre kalmış),1707’de(İstanbul’da) ölmüştür.Aşık tarzının en önemli ve usta ozanlarındandır.Gerçek ününü koşma,semai ve varsağı biçimli şiirIeri ile yapmıştır.Aruz ölçüsüyle kaside ve gazeller de denemiştir.DoğaI ve coşkun bir dili vardır ve kullandığı dildeki yabancı sözcük sayısı,Karacaoğlan’a göre daha fazladır.
Gevheri(XVII. yy)oğum ve ölüm tarihleri ve hayatı hakkında esaslı bir bilgi yoktur.Kırımlı oIduğu ve 1730’Iu yıllara kadar yaşadığı söylenmektedir.Bir ara Rumeli Sınır Boyları’nda bulunduğu,İstanbul’a gelerek bir paşanın divan kâtipliğini yaptığı da bilinir.Aşık Ömer gibi medrese tahsilinden geçtiği,Divan tarzında şiirler de yazdığı bilinmekle birlikte;Asıl ününü koşma,semai,varsağı ve türkü biçimli şiirleriyle yapmıştır.Halk şiir zevkine uygun,akıcı bir dili vardır.Yabancı sözcükleri ve tamlamaları oldukça az kullanır.
Ercişli Emrah:XVII. yüzyılın ilk yarısında yaşadığı sanılan Emrah,Van Yöresi’nde yetişmiştir.Emrah ile Selvi Han Halk Hikâyesi’nin erkek kahramanıdır.Koşmaları ve semaileri ile tanınır.Sade ve lirik bir üsluba sahiptir.
Erzurumlu Emrah(XIX. yy):Erzurum’da doğmuştur,1860’ta Niksar’da ölmüştür.Divan şiirini ve tasavvufu da bilir ama asıl ününü âşık tarzı koşmalarıyla ve semaileri ile yapmıştır.Akıcı ve lirik bir üslubu vardır.
Dertli(1772-1845):Gerede’de doğmuştur,Ankara’da ölmüştür.XIX. yüzyılın güçlü halk ozanlarındandır.Divan,Tekke ve Halk edebiyatlarıyla ilgili genel bir kültüre sahiptir.Bir Divanı da vardır ama âşık tarzı şiirleri ile tanınır.Dilinde Divan dili etkisi sezilir.
Dadaloğlu(1785-1868?):Avşar Türkmenlerindendir.YiğitIeme ve güzellemeleri ile tanınır.Koşma,semai ve varsağı biçimlerinde şiirIeri vardır.KaracaoğIan ile Köroğlu Üslupları’nın birleşimi gibi duran bir anlatıma sahiptir.
ders,proje, tez, ödev, ücretsiz, ödev indir
aşık,
aşık edebiyatı,
aşık edebiyatının,
edebiyatı,
edebiyatının,
öncüleri,
Türkçe - Edebiyat
Osmanlı'da İletişim
Anadolu İmparatorluklarında İletişim
Anadolu M.Ö. 6000'den, milattan sonraki yıllara kadar muhtelif imparatorlukların hakimiyetine tanık olmuştur. Anadolu'nun iletişim tarihi, Anadolu'nun geri ve çeşitli kavimlerden oluşması nedeniyle, işgaller, katliamlar, egemenlikler, sıcak ve soğuk savaşlarla dolu bir tarihtir. Anadolu'daki ilk iletişim biçimleri ise yazının gelişmişliğine paralel olarak daha çok tabletler ve yazıtlarla gerçekleştirilmiştir.Eskiye ait yazılı metinler egemenin hayatını anlatır. Egemenlik altındakinin yaşam öyküsü tabletlerde egemenin görüşü açısından yorumlanır. "Bu yazıtlar ülkedeki siyasal durumun yıllıkları, krallıkla ilgili eski olayları, yönetim sınıfı içindeki çekişmeleri ve siyasal oyunları, komşu ülkelerle siyasal anlaşmaları ve mektuplaşmaları, yönetim yasa ve kurallarını anlatıyor."
Osmanlı’da İletişim
Anadolu M.Ö. 6000'den, milattan sonraki yıllara kadar muhtelif imparatorlukların hakimiyetine tanık olmuştur. Anadolu'nun iletişim tarihi, Anadolu'nun geri ve çeşitli kavimlerden oluşması nedeniyle, işgaller, katliamlar, egemenlikler, sıcak ve soğuk savaşlarla dolu bir tarihtir. Anadolu'daki ilk iletişim biçimleri ise yazının gelişmişliğine paralel olarak daha çok tabletler ve yazıtlarla gerçekleştirilmiştir.Eskiye ait yazılı metinler egemenin hayatını anlatır. Egemenlik altındakinin yaşam öyküsü tabletlerde egemenin görüşü açısından yorumlanır. "Bu yazıtlar ülkedeki siyasal durumun yıllıkları, krallıkla ilgili eski olayları, yönetim sınıfı içindeki çekişmeleri ve siyasal oyunları, komşu ülkelerle siyasal anlaşmaları ve mektuplaşmaları, yönetim yasa ve kurallarını anlatıyor."
Osmanlı’da İletişim
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)