Konu Özeti
Bilim felsefesi, bilimin doğası, yöntemleri, ve bilgiye katkıları üzerine derinlemesine düşünen bir felsefe dalıdır.
Bilim felsefesi; bilimlerin genel yapısını felsefi bir bakışla ele alan, bilimsel
Etkinlik Örnekleri,yıllık,günlük,ders,plan,proje,performans,ödev,ödevleri,değerlendirme,form,egzersiz,sınıf,eğitim ve öğretime dair herşey
Bilim felsefesi, bilimin doğası, yöntemleri, ve bilgiye katkıları üzerine derinlemesine düşünen bir felsefe dalıdır.
Bilim felsefesi; bilimlerin genel yapısını felsefi bir bakışla ele alan, bilimsel
Bilgi felsefesi, genellikle epistemoloji olarak adlandırılan, bilginin doğası, kökeni, kapsamı, ve doğruluğunun incelendiği bir felsefe dalıdır.
Bilgi; insanın sezgileri, gözlemleri veya mantıklı düşünme süreçleri aracılığıyla ulaştığı tanımlamalar ve çıkarımlar olarak kabul edilebilir. Bu tür bilgilerin nesilden nesile aktarılması da öğrenme olarak tanımlanabilir.
Bilgi oluşturma sürecinde en azından bilgiye sahip olan kişi ve bilgilenilen varlık olduğu kabul edilir. Bu bağlamda, insan bir konuya odaklanır ve onun
Varlık felsefesi, varlık kavramını merkeze alarak, gerçekliğin temel yapısını ve varlığın çeşitli biçimlerini ele alır. Bu alan, varlık, oluş, varoluş, gerçeklik ve evrenin temel yapısı gibi konularla ilgilenir.
Felsefenin ortaya çıkışındaki temel problemin varlık konusu olması, “var olanın var olma biçimi” olarak tanımlanacak olan varlık felsefesinin “ilk felsefe” olarak
Ototrof canlıların en çok ihtiyaç duyduğu madde, bu besini üretmek için bir araya getirmesi gereken maddelerdir. Bitkiler beslenmede makro ve mikro elementlere ihtiyaç duyar.
Canlıların büyüme ve gelişme için ihtiyaç duydukları bir takım maddeler vardır.
Bitkilerde madde taşınması, ksilemde (ve diğer yapılarda) madde taşınması ve floemde organik madde taşınması olarak ikiye ayrılır . Bitkiler gerçekleştirdikleri tepkimelerle su kaybederler. Stomalardan terleme için su buharı atılır. Bunun için bitkilerin su ve gaz alış-verişine ihtiyaç duyar.
Bitkilerde 2 çeşit taşınma gerçekleşir. Bunlar; ksilemde (ve diğer yapılarda) madde taşınması ve floemde organik madde taşınmasıdır. Taşıma işlemini anlatmadan önce ksilem ve floeme kısaca bir değinelim.
Ksilem:Odun boruları olarak da bilinir, bitkilerde inorganik maddelerin (su, mineraller vb.) taşınmasını sağlayan yapıdır. Cansız hücrelerden oluşurlar. Bölünür (meristem) doku hücreleri üst üste gelerek zamanla çekirdek ve sitoplazmalarını kaybeder. Hücreler arasındaki enine zarlar eriyerek kaybolur. Böylece, ince bir boru şeklindeki odun boruları oluşur.
Floem:soymuk borular olarak da bilinir, fotosentez sonucu üretilen organik maddeleri yeni sürgün oluşumunda kullanmak üzere veya depo organlarında biriktirmek üzere ileten borucuklar. Tek sıra halinde üst üste dizilmiş canlı hücrelerden oluşur. Floem oluşurken hücrelerin ara çeperleri tamamen erimediğinden, yer yer delikler oluşur. Floemde fotosentez ürünleri bitkinin diğer organlarına taşınır. Bazı bitkilerin köklerinde sentezlenen amino asitler de yaprak ve diğer organlara taşınır. Floemde madde taşınması çift yönlüdür. Hücreler arası çeperler ksileme göre daha az eridiğinden ksilemdeki taşınmadan daha yavaştır.
Bitkiler gerçekleştirdikleri tepkimelerle su kaybederler. Bu suyun büyük kısmı terleme yoluyla yapraklarda bulunan stomalar aracılığıyla kaybedilir. Bu yüzden yaprak sayısı fazla ve yaprakları geniş olan bitkiler daha çok su kaybeder ve bu bitkilerin daha çok suya ihtiyaçları vardır.
Bitkilerde su ve mineraller topraktan kök aracılığıyla alınır. Kökte bulunan kök emici tüyleri sayesinde bitkiye giren su, kökün içindeki merkezi silindire doğru çekilir. Bu çekilme işlemi; suyun hücreler arası boşluktan geçmesiyle veya suyun hücreler arası aktarılmasıyla oluşur. Merkezi silindire ulaşan su burada ksilem hücrelerine geçer. Daha sonra alınan su ve mineraller ksilem ile bitkinin gerekli kısımlarına taşınır. Bitkide gerçekleşen bu dikey yönlü taşımayı destekleyen bir takım faktörler vardır. Bunlar (önem sırasına göre); kılcallık, kök basıncı ve kohezyon – terleme’dir.
Stomalar, yaprak ve genç gövdede bulunan epidermis hücrelerinin farklılaşmasıyla meydana gelmiş hücrelerdir. Açılıp kapanarak, gaz alışverişini sağlarlar. Stomaların açılma ve kapanması belli olaylara ve durumlara göre değişiklik gösterir.
Stomalar, yaprak ve genç gövdede bulunan epidermis hücrelerinin farklılaşmasıyla meydana gelmiş hücrelerdir. Açılıp kapanarak, gaz alışverişini sağlarlar. Diğer epidermis hücrelerinden 2 temel özellikleriyle ayrılırlar: Kloroplastları vardır, bu sayede fotosentez yapabilirler. Çeper kalınlığı, hücrenin her tarafında aynı değildir. Açıklığa bakan çeper kalın, dış çeper ise incedir.
Stomaların açılır-kapanır özelliği gaz alışverişinde çok önemlidir. Stomalar genelde gündüzleri açıktır ve fotosentez, terleme gibi yaşamsal işlevlerin gerçekleşmesini sağlar. Stomaların açılıp-kapanmasında turgor basıncı (suyun hücre çeperine yaptığı basınç) etkilidir.
Stomaların açılması için su girişine, kapanması için de su çıkışına ihtiyacı vardır.
Stomanın açılması için hücre içine su alması gerekir. Bunun içinde hücre yoğunluğunu arttıran aktivitelere başlar. Stomaya su girişini sağlayan bu aktiviteleri şöyle sıralayabiliriz:
Yukarıda saydığımız maddeler gerçekleşitiği zaman stoma hücrelerinin yoğunluğu arttığı için komşu hücrelerden stomalara su geçişi başlar. Bunun sonucunda ince olan dış çeper şişer ve sonuçta stoma açılmış olur. Bu açıklıktan gaz ve su buharı geçişi olur.
Bir başka açılma nedeni ise CO2 yoğunluğu ile alakalıdır.CO2 asidik özellik gösterir. Azalması ile ph yükselir. Bu durum nişastayı glikoza çeviren enzimlerin aktif hale geçmesine neden olur. Sonuçta yukarıda anlattığımız durumlar tekrarlanır.
Stomanın kapanması ise açılmasını sağlayan olayların tam tersidir. Stoma yaptığı aktivitelerle hücre yoğunluğunu azaltır. Stomanın yoğunluğu azalınca stoma komşu hücrelere su vermeye başlar. Bunun sonucunda ince olan dış çeper iner ve sonuçta stoma kapanmış olur.
Hücrenin yoğunluğunu azaltan bu olayları şöyle özetleyebiliriz:
Çevresel faktörlerde stomanın açılıp-kapanmasını etkileyebilir. Topraktaki su miktarı, havanın rüzgarlı olması veya havadaki nem miktarı stomanın açılıp-kapanmasında etkilidir. Örneğin, belli bir seviyeye kadar sıcaklık ve rüzgarın artışı stomanın açılmasına, terlemenin artmasına sebep olur. Ancak; sıcaklık ve rüzgarın aşırı artışı stomanın kapanmasına neden olur.
Bitkilerin gelişiminde hem çevresel faktörler hem de hormonsal faktörler görev almaktadır. Bitkiler belirli sebeplerden dolayı hareket ederler. Bitkisel hareketleri nasti hareketleri ve tropizma hareketleri olmak üzere ikiye ayrılır.
Bitkilerde büyüme, hücre bölünmesi sayesinde gerçekleşir. Hücre bölünmesine çeşitli faktörler etki eder. Bunları çevresel faktörler ve hormonal faktörler olmak üzere 2 ana grupta toplayabiliriz.
Bitki yaşamının her evresinde çevrenin rolü büyüktür. Bitkinin büyümesini etkileyen çevresel faktörler; sıcaklık, ışık, su, toprak, atmosferdeki gazlar ve yer çekimi olmak üzere 6 ya ayrılır.
Hormonlar, bitkiler tarafından çok düşük yoğunlukta üretilir. Bitkilerde üretilen hormonları laboratuvar ortamında da üretebiliriz.
Bitkisel hormonlar; bitkinin aktif büyüme gösteren kök ve gövde uçlarından, meyvelerinden ve genç yapraklardan sentezlenir. Bu hormonlar belirli hücreler için sentezlenmiştir ve hedef hücrenin alıcı molekülleri (glikoprotein zar) ile uyuştukları zaman aktif olurlar. Hormonlar aktif oldukları bölgede pek çok olayı etkiler.
Oksinler: Bitkilerin özellikle büyüme bölgesindeki hücrelerinden sentezlenir. Üretildiği hücrelerden köklere taşınır. Oksin hormonu; hücreyi, hücre çeperinin içine asit salgınlaması için uyarır. Hücre çeperinin içine asit salgılanınca hücre çeperi gevşer. Böylece hücre çeperinin içindeki hücre büyür.
Oksin hormonu aynı zamanda hücre bölünmesini hızlandırır ve bitkinin ışığa yönelmesini sağlar. Bitkilerin kültür ortamında köklendirilmesinde sıkça oksin hormonundan yararlanılır. Ayrıca oksin hormonu, bitkinin çiçek açma gibi önemli işlevleri yapmasına yardımcı olur.
Sitokinin: Bitki köklerinde sentezlenir ve ksilemlerle diğer organlara taşınır. Kök büyümesi ve farklılaşmasını etkiler. Hücre bölünmesini ve büyümeyi teşvik eder. Bitkide yaşlanmayı geciktirir.
Giberellin: Gövdenin uzamasını, yaprakların büyümesini uyaran hormondur. Ayrıca