Faydalı Bağlantılar

İzleyiciler

2 Nisan 2011 Cumartesi

Graflar Kuramı Nelerdir - Graflar Kuramı Hakkında

Graflar Kuramı Nelerdir - Graflar Kuramı Hakkında




XVIII. yy’da Euler’in çalışmaları sonucunda ortaya çıkan graflar kuramı, XX. yy’ın başında König ve Kuratowski’nin, Cayley’in ve daha yakınlarda Berge, Erdös ve Harray’nin çalışmalarıyla bir matematik dalı haline geldi. Bilgisayar alanında ve özellikle algoritmalar üzerinde yapılan araştırmalar, graflar kuramına yeni bir soluk getirdi. Graflar kuramı, çok çeşitli uygulamalar için oluşturulan problemleri, noktalar ve noktalar arası bağlantılar yardımıyla çizilen konfigürasyonlara indirgeyerek çözme olanağı verir.Kaynakwh webhatti.com:

GRAFLAR KURAMI
Graflar kuramının, << Königsberg (bugün Rusya’da Kaliningrad) Köprüleri>> denilen probleme kadar dayandığı kabul edilir. 1736’da Euler’in çözdüğü bulmacaya benzer bir problem olan << Königsberg Köprüleri >> problemi, şöyle ifade edilebilir: kentin herhangi bir yerinden yola çıkıp, kentteki yedi köprüden yalnızca bir kez geçerek başlangıç noktasına geri dönmek mümkün müdür?Kaynakwh webhatti.com:
Graflar kuramı, her şeyden önce çözümü aranan bir problemi ya da işi en etkin şekilde temsil edebilmeye ve düzenlemeye yarar. Bu problem graf biçimine çevrildikten sonra, tüm amaçları yerine getirecek en hızlı veya en az masraflı yolu bulmak için sistematik yöntemler aranır.
Graflardan çok değişik uygulama alanlarında yararlanılır: ulaşım ağlarının optimizasyonunda (yol ya da bilgi ulaşımı), elektrik şebekeleri kavramında, haberleşme ağlarında, istatistiksel mekanikte, kimyasal formüllerde, bilgisayar kuramında, toplumsal bilimlerde, coğrafyada, mimarlıkta…










GRAF NEDİR?

Graf sözcüğünü ilk kez 1822’de İngiliz matematikçi J.J. Sylvester

Big Bang - Big Bang'in Doğuşu

BIG BANG'İN DOĞUŞU

Evrenin yaratılışı, bundan bir asır önce, astronomların önemli bir bölümü tarafından gözardı edilen bir kavramdı. Bunun nedeni ise, 19. yüzyıldaki bilim anlayışının, evrenin sonsuzdan beri var olduğu varsayımını benimsemesiydi. Evreni inceleyen bilim adamlarının çoğu, zaten sonsuzdan beri var olan bir maddeler bütünüyle karşı karşıya olduklarını sanıyor ve evren için bir "yaratılış", yani başlangıç olduğunu akıllarından bile geçirmiyorlardı.
Bu "sonsuzdan beri var olan evren" fikri, Batı düşüncesine materyalist felsefe ile birlikte girmişti. Eski Yunan'da gelişen bu felsefe, maddeden başka bir varlık olmadığını savunuyor ve evrenin sonsuzdan gelip sonsuza gittiğini öne sürüyordu. Aslında materyalizm, Ortaçağ'da Kilise'nin hakim olduğu dönemde rafa kaldırılmıştı. Ama Rönesans'tan sonra Batılı bilim ve fikir adamlarının yeniden Eski Yunan kaynaklarına merak sarmaları ile birlikte, materyalizm de yeniden kabul görmeye başladı.


Düzgün Olmayan Dairesel Hareket

DÜZGÜN OLMAYAN DAİRESEL HAREKET


Dairesel bir yörüngede, hızının şiddeti değişerek hareket eden parçacığın merkezcil ivmesinin yanında, dv / dt büyüklüğünde bir teğetsel ivmesi de vardır. Bu nedenle parçacığa etki eden kuvvetin hem merkezcil hem teğetsel bileşeni olmalıdır. Yani, toplam ivme a = ar + at olduğundan, parçacığa etki eden toplam kuvvet F = Fr + Ft ile verilir ve Bu kuvvetin Fr vektör bileşeni, dairenin merkezine yönelmiştir ve merkezcil ivmeyi oluşturur. Kuvvetin Ft vektör bileşeni yörüngeye teğettir ve teğetsel ivmenin meydana gelişinden sorumludur. Parçacığın hızının zamanla değişmesine sebep olur. Aşağıdaki örnek bu tip hareketi açıkça anlatmaktadır,

Düzgün Dairesel Hareketin Newton Kanununa Uygulanması Ödevi

NEWTON’UN İKİNCİ KANUNUNUN DÜZGÜN DAiRESEL HAREKETE UYGULANMASI


Periyot: Düzgün dairesel hareket yapan cismin , bir tam devir yapması için geçen zamana periyot denir , T ile gösterilir.
Frekans: Düzgün dairesel hareket yapan cismin bir saniyedeki dönme sayısına frekans denir, f ile gösterilir. Periyotla frekans arasında T.f = 1 bağıntısı vardır. Buradan f = 1/T olur.
Konum vektörü ( r ) : Çemberin merkezini cisme birleştiren yarıçap vektörüdür. Yönü daima merkezden cisme doğrudur.Dairesel hareket yapan bir cisim yol alır. Yarıçap vektörü açı tarar. O nedenledir ki , dairesel harekette , çizgisel hız ve açısal hız olmak üzere iki çeşit hız tanımlanır.

Manganez Nedir

Manganez elementi
Manganez elementinin simgesi
Manganezin simgesi

Kimyasal bir eleman. Sembolü Mn, atom numarası 25, atom ağırlığı 45.93 tür. Gümüş beyazı rengindedir. Çok sert bir metaldir. Tabiatta pirolizit cevheri halinde bulunur. Bir çok alaşımları vardır. Çeliği sertleştirmek için kullanılır.

Enerji nedir, Enerjinin yapısı, Enerji ve kütle, Yeryüzündeki enerji,Enerji birimleri

Enerji, en geniş bilimsel anlamıyla, iş demektir. Sözgelimi, hareketli bir mermi, hızı ile orantılı bir enerji (kinetik enerji) taşımaktadır; hedefe vurduğu anda bu enerji, açığa çıkar ya da dönüşür. Mermi enerjisinin bir bölümü iş (hedefin parçalanması ya da biçiminin değiştirilmesi), bir bölümü de ses ve ısı olarak açığa çıkar. Hareketsiz mermi enerji taşımaz.
Çekim kuvveti etkisinde bulunan bir kütle, potansiyel enerji (yükselti enerjisi) içerir. Bu enerji, kütlenin bulunduğu yere göre değişir. Kütle, düşmeye bırakılmışsa, potansiyel enerjisinden ötürü bir iş görür; sözgelimi şahmerdanda olduğu gibi, bir yapının temel direklerinin toprağa çakılmasını sağlar.
Kinetik ve potansiyel enerjiler, kütlelerin hareket ve durumuna bağlı depolanmış enerji biçimleridir (Bk. DİNAMİK) ve mekanik fiziğin temelini oluştururlar. Bununla birlikte, enerjinin daha birçok biçimi vardır.
Dönüştürülmemiş kimyasal enerji içeren bir varil akaryakıt, kendi başına bırakıldığında enerjisizdir; ama bir DİZEL MOTORU'nda yanmaya başladığında, bir treni yürütebilir. Sıvı yakıt, bir uzay aracının fırlatılması için gerekli enerjiyi sağlayabilir.
Doğal mıknatısta, depolanmış magnetik enerji vardır; çevresindeki küçük demir parçalarını çekerek, bir iş görebilir. Enerji, ışınım yoluyla bir yerden başka bir yere aktarılabilir. Bu, ısıl ışınımla olabileceği gibi, ışık ya da ELEKTROMAGNETİK IŞINIM'ın herhangi bir biçimiyle olabilir. Dünya, güneş enerjisini bu yolla almaktadır.

Merkezkaç kuvvet nedir?

Bir ipin ucuna taş bağlayıp hızla çevirmeye başlayın; taş bir çember biçiminde dönecek ve ipi gergin tutacaktır. Sanki ip, taşı, dairesel yörüngesinde tutmak için çekiyor gibidir. İp koparsa ya da siz ipi bırakırsanız, bu kez taş düz bir çizgi üzerinde ileri fırlayacaktır.


Bu biçimde "merkez"den