Faydalı Bağlantılar

İzleyiciler

2 Kasım 2014 Pazar

Antik Sagalassos Halkı Nasıl Yaşıyordu?


Sagalassos Antik Kenti
Antik Pisidya'nın en önemli kentlerinden biri olan Sagalassos, her ne kadar adından ilk defa Büyük İskender'le söz ettirmiş olsa da, ilk yerleşiminin M.Ö.3000 yılına kadar gerilere gittiği biliniyor. Yaklaşık bin yıl kadar süren çömlekçiliği, heykelleri ve görkemli anıtsal eserleriyle bilinen kent, yeniden gün yüzüne çıkmanın keyfini yaşıyor.
Sagalassos Antik Kenti

Günümüzde "Göller Bölgesi" olarak adlandırılan Antik Pisidya; Phrygia, Pamphylia, Galatia ve Isaura’yla sınırlandırılmış olan bölgeydi. Strabon, Geographka adlı eserinde, Artemidoros’un saydığı Pisidya kentlerini şöyle sıralar; Selge, Sagalassos, Petnelissos, Adada, Tymbrida, Kremna, Pityssos, Amblada, Anabura, Sinda, Aarassos Tarbassos ve Termessos. Pisidya’nın en önemli kenti olarak Selge’yi gösterir ve Sagalassos’un da, Torosların berisindeki
Milyas’a bakan tarafı işgal ettiğini söyler. Strabon, Pisidya’lıların kendilerine özgü bir dilleri olduğundan da bahseder.

Selge’den sonra Pisidya bölgesinin ikinci önemli kenti olan Sagalassos, Burdur’un Ağlasun İlçesi’nin 7 km. mesafesinde bulunan Akdağ eteklerindedir. Antalya’ya 110, Burdur’a da 33 Km.lik bir mesafededir. Yaklaşık olarak 1450–1700 metre arasında değişen bir yükseklikte, meyilli bir arazi üzerine kurulmuştur. Bu kentin kalıntıları, doğu-batı yönünde 2,5 km, kuzey-güney yönünde ise 1,5 km'yi kapsayan bir alana yayılır. Kent, Roma döneminde 1800 metrekarelik bir alanı kapsıyordu.

Sagalassos Antik kenti ilk olarak 1706 yılında Kral XIV.Lui'nin görevlendirdiği  Fransız  gezgin  Paul Lucas tarafından keşfedilmiş ama Lucas gördüğü kalıntıları tam olarak adlandıramamıştı. 1824 Yılına gelindiğinde İngiliz din adamı Francis Arundel, burada bulduğu bir yazıttan dolayı, ilk defa  bu kalıntılardan “Sagalassos” olarak söz etmeye başlar.

Sagalassos’un kuruluşu M.Ö.3000’lere kadar uzanır. Bu tarihlerde, Hitit'lerle bağlantılı bir halk olan Luvi'ler, Pisidya Bölgesi'ne yerleşirler. Daha sonra bu bölgeden değişik uygarlıklar gelip geçer. Sagalassos, tarih sahnesinde ilk kez Büyük İskender ile anılmaya başlanır. M.Ö.333 yılı ilkbaharında, Perge’den kuzeye, dağlık Pisidya’ya yönelen Büyük İskender, Selge halkının da yardımıyla, ilk önce Sagalassos’ta bulunan bir kaleye yönelir. Strabon," ulaşılması kolay olan ve oldukça savunmasız bulunan kent, İskender’in piyadelerinin taaruzuna dayanamaz ve hafif silahlarla donatılmış savunmacılar kentten çıkartılarak, Sagalassos teslim alınır" der.. Ama, İskender'in defalarca Sagalassos üzerine yürüdüğü biliniyor. Antik kentin altında kalan ve adını bu taarruzlardan alan İskender Tepesi ile Zincirli Tepe arasına zincir gererek kenti ele geçirdiği de söyleniyor. Bazı tarihçiler, Büyük İskender'in bu sırada çok sevdiği bir  subayını ve 20 kadar askerini kaybettiğini söylerken, bu sayıyı 500 olarak verenler de vardır.

İskender'den sonra Pisidya kentleri, halefleri arasında paylaşılamamış ve birçok kez el değiştirmiştir. 
M.Ö. 133 yıllarında Sagalassos, Küçük Asya Eyaleti'nde Roma'nın bir parçası olur. M.Ö.41/40 Yıllarında Küçük Asya'da bulunan ve bir hayli yaşlanmış  olan Galatia Kralı  Deiotaros ölünce, Roma İmparatoru Antonios, önce Galatia'nın başına kralın torunu Kastor'u geçirir. Daha sonra Kastor'un ölümü üzerine bu defa, Deiotaros'un yazmanı ve en önemli kumandanlarından olan Amyntas, yine aynı Roma İmparatoru  tarafından M.Ö.39 yılında Galat Kralı olarak atanır. İmparator, Küçük Asya'da savaştığı Partlar'ın yeniden işgale kalkışmamaları için burada tampon görevi yapacak vasal krallıklar istemektedir. Bu amaçla da Pisidya ile Pisidya boyunca doğudan batıya doğru uzanan dağlık bölge (Phrygia Paroreia), Antiokhia (Yalvaç) ve Apollonia (Uluborlu) Galat Kralı Amyntas'a verilir. Sagalassos Antik kentinin doğuya doğru ilk yayılışı da M.Ö. birinci yüzyılda, olasılıkla Kral Amnytas zamanında başlamıştır. Tamamlanışı ise Augustus dönemini bulur. Amyntas döneminde, kentin kuzeybatı kısmının en yüksek noktasında bir tapınak inşa edilerek kentin baş tanrısı Zeus'a adanmıştır. (Zeus, yerel Luvi tanrısı Tarhu ile uzun zaman özdeşleştirilmiştir.) Amyntas, M.Ö.25 yılında, Homonad'larla savaşıp ülkelerini ele geçirince, esir aldığı Homonad tiranının karısı tarafından oyuna getirilerek öldürülür. O sırada yerine geçecek olan oğlu çok küçük olduğundan, Roma İmparatoru Octavianus (Augustus), Galat kralı Amyntas'a ait olan toprakları Roma devletine ilhak eder. Sagalassos da bu tarihten sonra Roma'ya bağlanmış olur.

M.Ö. 25 yılında Roma İmparatorluğu topraklarına katılan Sagalassos, Antik çağ Anadolusu'nun en büyük kentleri arasında yer alır. İmparator Augustus (M.Ö.27 M.S.14) zamanında kent büyük bir refah dönemi içine girer. Bu refah, ekonomik gelişme ve istikrar, Sagalassos'ta, İmparator Hadrian döneminde (M.S.117-138) zirveye çıkar. Hadrian, Sagalossos'u resmi olarak bölgenin merkezi ilan eder. Kent, Hadrian tarafından "Pisidya'nın ilk şehri, Romalılar'ın dostu ve müttefiki" olarak tanınır. Bu önemli bir imtiyazdır. Bu tarihten sonra bölgesel festivaller ve oyunlar Sagalassos'ta  kutlanmaya başlanır.


Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez /Antik Sagalassos Halkı Nasıl Yaşıyordu? Çizim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

ders,plan,proje,performans,ödev