İLETİŞİMİN TEMEL AMAÇLARI
İletişim insanların toplu yaşamasının ürünü ve gereğidir. İnsanlarda iletişim kurma ihtiyacı doğuştandır ve bir arada yaşayan insanların ilişki kurmadan etkileşmeden yaşamlarını sürdürmeleri mümkün değildir. İnsanların içinde bulundukları değişik sosyal grupların özelliklerine göre, iletişimin amacı ve biçimi değişir. Birey iletişim vasıtasıyla çevresi
ve kendi yaşamında etkin ve belirleyici olmak ister. Buna göre kişiler açısından amaçları
farklı olsa bile, bundaki asıl amaç çevre üzerinde etkili olmak, karşısındaki kişilerde davranış oluşturmak, tutum değiştirmek ve geliştirmektir.
Kuşkusuz, bütün insanlar her iletişim eyleminde ikna etmek, bilgilendirmek, yönetmek, eğlenmek gibi bir dizi amaçlar taşır. Bu amaçların bir kısmı, karşılığını/ödülünü hemen elde etmek istediğimiz amaçlardır; bir kısmı da uzun vadeli beklentilere dayanırlar.
Wilbur Schramm, bu amaçlarla ilgili beklentileri; “gecikmeden ödüllendirilme”ye ve
“sonradan ödüllendirme”ye yönelik beklentiler olarak sınıflandırmaktadır. İletişimde bulunanlar bazı mesajları daha üretirken, ya da aktarırken ödüllendirilmiş olurlar.
Örneğin bir ozan şiir yazarken müzisyen beste yaparken ya da konser verirken, öğretmen ders anlatırken, yöneticilerin yeni iş projelerini açıklarken aldıkları keyif doğrudan
ve bunun hedef aldıkları kişilerce de paylaşılacağını ummaları gecikmeden ödüllendirilme beklentisi ile ilgilidir. Buna karşılık ozanın ya da yayınevi yetkililerinin bastığı şiirlerin
beğenilip satışı artıracağını, öğretmenin mesleki becerisinden ötürü ilerde övgü alacağı
ya da meslektaşları tarafından takdir edileceğini, yöneticinin yeni projelerini kabul ettirip
işinde daha üst bir konuma yükseleceği ya da gelir elde edeceğini umması, iletişimde geleceğe yönelik bir yatırımın, başka deyişle sonradan ödüllendirilme beklentisinin örneklerini teşkil ederler. İletişim amaçları, karşılığı hemen beklendiğinde “tüketime” yönelik; daha
sonraki ödüllendirilmeler hedeflendiğinde ise “araçsal” olarak ayırt edilebilir.
Beklentilerin zaman boyutu ne olursa olsun, bireylere göre amaç çok çeşitli olan iletişimin temel amacından söz edilebilir mi? Bu soruya yanıt verebilmek için, insanın doğumundan başlayarak iletişim yaşantısına kısaca değinmek gerekir.
Böylece çocuk, çevresini belirlemeye ve etkilemeye başlar. Akıl yürütme becerisi kazanması ise, bu yönde temel bir adımdır. Daha sonra konuşmayı öğrenir. Önce sözcüklerle, sonra cümlelerle derdini anlatmayı, isteklerini belirtmeyi becerir. Bu onun konuşma
yoluyla, çevresinde daha fazla etkin olabildiğinin bilincine varması demektir. Başka bir
deyişle deneme-yanılma ve taklit yoluyla çıkardığı ve başkalarınca anlamı olan seslerin
daha önceki sesçil ve sessiz davranışlarından daha etkili olduğunun kavrar. Bir kez konuştuktan sonra durmadan soru sorar. Bu sorulara aldığı cevaplarla canlı ve cansız çevresini
tanımlamayı ve anlamlandırmayı sürdürür. Okulda edindiği yeni bilgilerle birlikte, belli
bir biçimde akıl yürütmeyi öğrenir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
ders,plan,proje,performans,ödev