Faydalı Bağlantılar

İzleyiciler

21 Nisan 2024 Pazar

Stomaların Açılıp Kapanma Mekanizması

Konu Özeti

Stomalar, yaprak ve genç gövdede bulunan epidermis hücrelerinin farklılaşmasıyla meydana gelmiş hücrelerdir. Açılıp kapanarak, gaz alışverişini sağlarlar. Stomaların açılma ve kapanması belli olaylara ve durumlara göre değişiklik gösterir.



Stomalar, yaprak ve genç gövdede bulunan epidermis hücrelerinin farklılaşmasıyla meydana gelmiş hücrelerdir. Açılıp kapanarak, gaz alışverişini sağlarlar. Diğer epidermis hücrelerinden 2 temel özellikleriyle ayrılırlar: Kloroplastları vardır, bu sayede fotosentez yapabilirler. Çeper kalınlığı, hücrenin her tarafında aynı değildir. Açıklığa bakan çeper kalın, dış çeper ise incedir.

Stomaların açılır-kapanır özelliği gaz alışverişinde çok önemlidir. Stomalar genelde gündüzleri açıktır ve fotosentez, terleme gibi yaşamsal işlevlerin gerçekleşmesini sağlar. Stomaların açılıp-kapanmasında turgor basıncı (suyun hücre çeperine yaptığı basınç) etkilidir.

Stomanın Açılması

Stomaların açılması için su girişine, kapanması için de su çıkışına ihtiyacı vardır.

Stomanın Açılması

Stomanın açılması için hücre içine su alması gerekir. Bunun içinde hücre yoğunluğunu arttıran aktivitelere başlar. Stomaya su girişini sağlayan bu aktiviteleri şöyle sıralayabiliriz:

  • Stoma hücresinin fotosentez yapması (fotosentez sırasında potasyum ve glikoz derişimi artar),
  • Komşu epidermis hücrelerinden stomalara potasyum geçmesi,

Yukarıda saydığımız maddeler gerçekleşitiği zaman stoma hücrelerinin yoğunluğu arttığı için komşu hücrelerden stomalara su geçişi başlar. Bunun sonucunda ince olan dış çeper şişer ve sonuçta stoma açılmış olur. Bu açıklıktan gaz ve su buharı geçişi olur.

Bir başka açılma nedeni ise CO2 yoğunluğu ile alakalıdır.CO2 asidik özellik gösterir. Azalması ile ph yükselir. Bu durum nişastayı glikoza çeviren enzimlerin aktif hale geçmesine neden olur. Sonuçta yukarıda anlattığımız durumlar tekrarlanır.

Stomanın Açılması

Stomanın Kapanması

Stomanın kapanması ise açılmasını sağlayan olayların tam tersidir. Stoma yaptığı aktivitelerle hücre yoğunluğunu azaltır. Stomanın yoğunluğu azalınca stoma komşu hücrelere su vermeye başlar. Bunun sonucunda ince olan dış çeper iner ve sonuçta stoma kapanmış olur.

Hücrenin yoğunluğunu azaltan bu olayları şöyle özetleyebiliriz:

  • Stoma hücresi, hücre dışına potasyum pompalar.
  • Nişasta sentezlenir.

Çevresel Faktörler

Çevresel faktörlerde stomanın açılıp-kapanmasını etkileyebilir. Topraktaki su miktarı, havanın rüzgarlı olması veya havadaki nem miktarı stomanın açılıp-kapanmasında etkilidir. Örneğin, belli bir seviyeye kadar sıcaklık ve rüzgarın artışı stomanın açılmasına, terlemenin artmasına sebep olur. Ancak; sıcaklık ve rüzgarın aşırı artışı stomanın kapanmasına neden olur.


Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez / Çizim

Bitkilerde Büyüme ve Hareket

Konu Özeti

Bitkilerin gelişiminde hem çevresel faktörler hem de hormonsal faktörler görev almaktadır. Bitkiler belirli sebeplerden dolayı hareket ederler. Bitkisel hareketleri nasti hareketleri ve tropizma hareketleri olmak üzere ikiye ayrılır.


Bitki Büyümesine Etki Eden Faktörler

Bitkilerde büyüme, hücre bölünmesi sayesinde gerçekleşir. Hücre bölünmesine çeşitli faktörler etki eder. Bunları çevresel faktörler ve hormonal faktörler olmak üzere 2 ana grupta toplayabiliriz.

Çevresel Faktörler

Bitki yaşamının her evresinde çevrenin rolü büyüktür. Bitkinin büyümesini etkileyen çevresel faktörler; sıcaklık, ışık, su, toprak, atmosferdeki gazlar ve yer çekimi olmak üzere 6 ya ayrılır.

  • Sıcaklık: Sıcaklık fotosentez ve solunum olaylarında önemli bir faktördür. Belirli bir düzeye kadar sıcaklık büyümeyi hızlandırır. Yüksek ve düşük sıcaklık bitki metabolizmasının bozulmasına neden olur.
  • Işık: Işık bitkilerde fotosentez, klorofil sentezi, stomanın açılması, terleme gibi fizyolojik olaylar için gereklidir.
  • Su: Bitkilerde su, yapıya turgor basıncıyla destek sağlama, hücreler arası madde taşımasına yardımcı olma, sıcaklığı düzenleme ve fotosentez için gereklidir.
  • Toprak: Bitkiler için toprak yeterli miktarda minerale sahip, gaz ve su hareketine elverişli, yeterli sayı ve türde mikroorganizma barındıran, bitki köklerinin gelişmesine uygun bir ortam olmalıdır.
  • Atmosferdeki gazlar: Atmosferde belirli oranda bulunan gazların, oranının artması ya da azalması bitkinin büyüme ve gelişmesini olumsuz yönde etkiler.
  • Yer çekimi: Yer çekimi bitkide oksin, giberellin gibi hormonların dağılımını etkiler. Yer çekimi; bitki kökünün toprak içine doğru, gövdesinin ise aksi yönde büyümesini sağlar.

Hormonların Etkisi

Hormonlar, bitkiler tarafından çok düşük yoğunlukta üretilir. Bitkilerde üretilen hormonları laboratuvar ortamında da üretebiliriz.

Bitkisel hormonlar; bitkinin aktif büyüme gösteren kök ve gövde uçlarından, meyvelerinden ve genç yapraklardan sentezlenir. Bu hormonlar belirli hücreler için sentezlenmiştir ve hedef hücrenin alıcı molekülleri (glikoprotein zar) ile uyuştukları zaman aktif olurlar. Hormonlar aktif oldukları bölgede pek çok olayı etkiler.

Oksinler: Bitkilerin özellikle büyüme bölgesindeki hücrelerinden sentezlenir. Üretildiği hücrelerden köklere taşınır. Oksin hormonu; hücreyi, hücre çeperinin içine asit salgınlaması için uyarır. Hücre çeperinin içine asit salgılanınca hücre çeperi gevşer. Böylece hücre çeperinin içindeki hücre büyür.

Oksin hormonu aynı zamanda hücre bölünmesini hızlandırır ve bitkinin ışığa yönelmesini sağlar. Bitkilerin kültür ortamında köklendirilmesinde sıkça oksin hormonundan yararlanılır. Ayrıca oksin hormonu, bitkinin çiçek açma gibi önemli işlevleri yapmasına yardımcı olur.

Sitokinin: Bitki köklerinde sentezlenir ve ksilemlerle diğer organlara taşınır. Kök büyümesi ve farklılaşmasını etkiler. Hücre bölünmesini ve büyümeyi teşvik eder. Bitkide yaşlanmayı geciktirir.



Giberellin: Gövdenin uzamasını, yaprakların büyümesini uyaran hormondur. Ayrıca

Bitkisel Organlar

Konu Özeti

Bitkilerin organları; kök, gövde ve yapraklardır. Bu organların farklı bitkilerde farklı çeşitleri bulunmaktadır. Bu organların yapılarına, çeşitlerine ve özelliklerine değineceğiz.


Bu konu anlatımı önceki konu anlatımının devamıdır: 

Bitkilerin Yapısı

Kök

Bitkiyi toprağa bağlayarak su ve suda çözünmüş minerallerin alınmasını sağlayan organdır. Bitkinin türüne,gelişmişliğine ve yaşadığı ortama göre kökün yapısı değişir. Patates gibi bazı bitkilerin kökleri, besin maddesi olarak tüketilebilir. Tohum çimlendiğinde embriyonik kök gelişerek ana kökü, ana kökte dallanarak yan kökleri meydana getirir. Kökler yapısına göre 2 çeşide ayrılır:

  • Saçak kök: Bu kök tipinde ana kök, yan köklerle aynı kalınlık ve aynı uzunluktadır. Soğan, mısır kökü örnektir. Saçak köklü bitkiler genellikle toprağı daha iyi tutar.
  • Kazık kök: Bu kök tipinde ana kök iyi gelişmiş ve toprağın içine doğru uzamış, yan kökler az gelişmiştir. Fasulye, havuç kökü örnektir.

Kökleri 4 ana kısımda inceleriz. Bunlar kaliptra, hücre bölünme bölgesi, uzama bölgesi ve olgunlaşma bölgesidir.



Kaliptra: Kökün uç kısmını koruyan ve kökün toprakta ilerleyişini kolaylaştıran (sıvı salgılayarak) kök bölgesidir.

Hücre bölünme bölgesi: Kaliptradan hemen önceki bölgeye hücre bölünme bölgesi denir. Büyüme konisi

Bitkilerin Yapısı

Konu Özeti

Bitkilerde aynı görevi yerine getirmek için özelleşmiş hücreler birleşerek dokuları oluşturur. Bitkilerde; meristem doku, temel doku, iletim dokusu ve örtü doku olmak üzere 4 doku mevcuttur.



Günümüzde 300 binden fazla bitkinin yaşadığı tahmin edilmektedir. Daha önceki konu anlatımımızda bitkileri şu şekilde sınıflandırmıştık.



Bu yazımızda ise tohumlu bitkilerin yapısını inceleyeceğiz.

Tohumlu Bitkilerin Genel Yapısı

20 Nisan 2024 Cumartesi

Hücre Çekirdeği ve Çeşitleri

Konu Özeti

Hücre çekirdeği, hücrede bulunan bir yönetici organeldir. Hücre çekirdeğinin görevi hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Hücre çekirdeği; çekirdek zarı, çekirdek öz suyu, çekirdekçik ve kromatin iplik olmak üzere 4 bölümden oluşur. Hücreler prokaryot ve ökaryot canlılarda farklılık gösterir.


Hücre çekirdeği, ökaryot hücrelerin çoğunda (bakteriler, mavi yeşil algler ve memelilerin olgun alyuvarları hariç) bulunan zarla kaplı bir organeldir. Hücrenin genetik bilgilerinin çoğu, hücre çekirdeğinin içinde katlı uzun doğrusal DNA molekülleri ile histon gibi birçok proteinin bir araya gelerek oluşturduğu kromozomlarda bulunur. Hücre çekirdeğinin görevi hücre işlevlerini kontrol altında tutmaktır. Çekirdeği çıkarılan her hücre bir süre sonra ölür. Çekirdek bir çift zar tarafından sitoplazmadan ayrılır.


Hücre Çekirdeğinin Bölümleri

Kalıtımın Genel İlkeleri Ders Notları

Kalıtımın Genel İlkeleri Ders Notları













Eğitim : Ödev / Ders / Proje / Tez / Çizim