Faydalı Bağlantılar

İzleyiciler

4 Kasım 2010 Perşembe

Siyasi Düşünce Tarihi - Thomas Hobbes

Hobbes'un insan doğası hakkındaki görüşünün oldukça kötümser olduğu söylenebilir... Ona göre insanlar arzuları peşinde koşar ve ortalıkta devlet olmasa herkes birbirine düşer.
tıklayın ALTINCI BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat



Thomas Hobbes 16. yüzyılın sonlarına doğru İngiltere'de doğdu.
Hobbes'un insanlık ve politika hakkındaki görüşlerini ortaya koyduğu başlıca eseri Leviathan'dır. 1651 yılında yazılan bu kitap, İngiliz tarihinin en alışılmadık dönemlerinden birinin ürünüdür ve ülkenin cumhuriyetle yönetildiği on bir yılı kapsar...

Onyedinci yüzyılın ortalarına doğru doğan İngiliz filozof John Locke, hükümeti ve devleti net biçimde halkın hizmetine koşan bir düşünürdür.
tıklayın YEDİNCİ BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat


Kendisinden yaklaşık yarım asır önce devleti canavar benzetmesi ile mutlak iktidar sahibi bir varlık olarak tasarlayan diğer İngiliz düşünürü Thomas Hobbes'un vizyonunu paylaşmaz.
Siyaset üzerine eserlerinin üzerinden geçen üç yüz yıla rağmen Locke hala politikaya ılımlı yaklaşımın, bireysey özgürlüklere saygını ve güvenilir hükümet düşüncesinin mimarı olarak güncelliğini korumaktadır.
Bu nedenle empirik ve liberal düşüncenin babası kabul edilir.

Siyasi Düşünce Tarihi - Jean-Jacques Rousseau

Filozof ve eğitimci olan ve 1712 yılında Cenevre'de doğan Rousseau, Aydınlanma insanının en iyi örneklerinden biriydi, ancak tüm bu süreçte kendine özgü bir yeri vardı.
tıklayın SEKİZİNCİ BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat


Onsekizinci yüzyıl, Avrupalı aydınları yepyeni bir düşünce tarzının etkisi altına almasına sahne oldu. Bu düşünce tarzında herşeyden önce aklın önemi vurgulanıyordu.
Sanattan politikaya, dinden toplum düşüncesine varolan tüm fikirler eleştiriliyor, gözden geçiriliyordu. Eski siyasi düzen dağılıyor, yeni bir devir başlıyordu... Ve bu dönem dünya tarihine Aydınlanma dönemi olarak geçti.
Bu aydınlar arasında en önde gelenlerinden biri Jean-Jacques Rousseau'ydu.

Siyasi Düşünce Tarihi - Liberalizm

Siyasi düşünce tarihinin en güçlü akımlarından biri olan liberalizm kaba hatlarıyla devletin, ekonomik alanda olsun, sosyal alanda olsun insanların hayatına mümkün olduğunca az müdahele etmesi talebini ortaya koyan bir düşünce ve siyasi pratiktir.
tıklayın DOKUZUNCU BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat


Çağdaş yaşamın oldukça güncel bir parçası olan bu düşüncenin kökleri ise Aydınlanma çağı İskoçyasına gider...
Buradaki düşünce hayatına damga vuran 1723 doğumlu Adam Smith, Fransızca konuşan dünyanın yıldızları Rousseau ve Voltaire'in hayranıydı, ancak onlardan farklı olarak devrimci değil.
Smith'e göre devletin devrilmesi gerekmiyordu, bunun yerine mümkün olduğunca bir kenara çekilmeliydi devlet çünkü çok müsrifti...

Siyasi Düşünce Tarihi - Marksizm

Taraftarları gözünde, hem büyük bir sosyal bilimci hem büyük bir devrimci olan, hem teoride hem de pratikte önderdir Marx; karşıtları gözünde ise çağdışı kuramları ve kışkırttığı olumsuz duygularla çağdaş hayata yönelik ciddi bir tehdit.
tıklayın ONUNCU BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat


Siyasi düşünce tarihi açısından ise Marx muhtemelen bu iki ucun arasında bir yerde...
1818'de günümüz'de Almanya içinde kalan Rheinland'da doğan Karl Marx, liberal devlet görüşünün naif bir görüş olduğu, gelmiş geçmiş tüm devletlerin sınıf baskısının araçları olduğu düşüncesindedir.
Yani bir sınıf devletin kontrolüne sahip olur ve devlet gücünü ezilen sınıflar üzerinde kendi ekonomik gücünü pekiştirmek için kullanır.

Siyasi Düşünce Tarihi - Milliyetçilik

Milliyetçilik 18. yüzyıl sonlarında özellikle Alman düşünürleri arasında, Fransız devrimi ve Napolyon'un Avrupa çapında yaydığı evrensel vatandaşlık ve akıl ideallerine tepki olarak doğdu.
tıklayın ONBİRİNCİ BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat



Başlangıçta bir çok Alman düşünür Napolyon hayranıydı. Ancak zaman içinde bir çeşit askeri işgalciye dönüştüğünde Napolyon'a karşı cephe almaya başladılar.
Bir dizi düşünür, her bir ulusal kültürün, özellikle de dillerin eşsiz rolünü vurgulamaya başladı.

Siyasi Düşünce Tarihi - Yeşil düşünce ve Ekolojizm

Yeşil düşünce 20. yüzyılda insanların sadece yaşadıkları sınırlar içinde değil, kendilerini kuşatan tüm bir dünyayla etkileşim içinde olduğu görüşünün güç kazanması ile kendini gösterdi.
tıklayın ONİKİNCİ BÖLÜMÜ DİNLEYİN

Alternatif formatta oynat


Soğuk Savaş'ın sona erişi geride siyasal ideolojilerden arınmış bir dünya bırakmadı.
Boşluğu dolduranlardan biri güçlü milliyetçi ideolojiler oldu, bunun karşı kutbunda ise korunması gerekenin milletler değil tüm bir gezegen olduğunu söyleyenler yer aldı.
"Yeşil Siyasal Düşünce" isimli bir kitabın yazarı olan Andrew Dobson, "Ekolojizm" olarak adlandırdığı dünya görüşünün kendine özgü ve diğer akımlardan bağımsız bir "Yeşil" siyasal ideoloji niteliği kazandığını söylüyor.